Trump’ın dış politikası: Ortadoğu A.Ş.

Trump, bölgeye ardı ardına büyükelçi ve özel temsilciler atıyor. Kimi iş ortağı kimi golf arkadaşı… Ortak noktaları ‘tüccar’ olmaları. Hariciye geleneği kalmadı.

Trump’ın dış politikası: Ortadoğu A.Ş.
Yayınlama: 01.11.2025
4
A+
A-

Trump, bölgeye ardı ardına büyükelçi ve özel temsilciler atıyor. Kimi iş ortağı kimi golf arkadaşı… Ortak noktaları ‘tüccar’ olmaları. Hariciye geleneği kalmadı. Bu büyükelçiler devletlerin geleneklerini, halkların hassasiyetlerini önemsemiyor. Gittikleri ülkelerde patron gibi davranıyorALİ ERDEM KÖZ

ABD Başkanı Donald Trump, Doğu Akdeniz ve Batı Asya’da kritik ülkelere peş peşe büyükelçi ve özel temsilciler atıyor. Dikkat çekici biçimde bu isimlerin çoğu profesyonel diplomat değil, doğrudan iş dünyasından gelen kişilerden oluşuyor. Halihazırda ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, bu yaklaşımın en çarpıcı örneklerinden biri. İş dünyasından gelen Barrack, aynı zamanda Washington’un Suriye Özel Temsilcisi görevini yürütüyor. Yunanistan’a atanan yeni Atina Büyükelçisi Kimberly Guilfoyle da aynı çizgide bir isim. Göreve başlarken “Yunanistan Doğu Akdeniz’in istikrar taşıdır.” açıklamasında bulunan Guilfoyle, Türkiye karşıtı bir tutumun sinyalini verdi. Yunan basınına göre, atama görünürde Guilfoyle’a ait olsa da perde arkasında Trump’ın dünürü, iş dünyasının önde gelen isimlerinden Massad Boulos da etkin rol oynayacak. 20 Ekim’de Barrack, X hesabında yaptığı paylaşımda yeni Lübnan Büyükelçisi Michel Issa’nın “Hizbullah’ın silahsızlandırılması sürecinde başat rol oynayacağını” duyurdu. Issa da tıpkı diğerleri gibi iş dünyasından geliyor ve Trump’ın golf arkadaşı olarak tanınıyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne atanması beklenen John Breslow da diplomatik deneyimi olmayan ancak iş dünyasında başarı kazanmış bir isim. Trump, Irak kökenli Amerikalı iş insanı Mark Savaya’yı da “Irak Özel Temsilcisi” olarak görevlendirdi. Trump, Savaya’nın “bölgedeki bağlantılarının Amerikan çıkarlarını güçlendireceğini” belirtti. Bu atamaların ortak özelliği, Washington’un bölgedeki diplomatik pozisyonlarını iş dünyasından gelen isimlere devretmesi. Böylece klasik diplomasi yerini ekonomik nüfuz ve yatırım odaklı bir dış politika anlayışına bırakıyor. Trump yönetiminin Doğu Akdeniz ve Batı Asya’da izlediği bu “iş insanı diplomasisi” stratejisi, ABD’nin bölgeye bakışında köklü bir dönüşümün habercisi olarak değerlendiriliyor. Bu süreçte Lübnan’dan da Türkiye açısından dikkat çekici bir adım geldi. Lübnan, 2007’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi(GKRY) ile imzaladığı ancak bugüne kadar onaylamadığı Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasını gündemine aldı. Bu gelişme, bölgede “Türkiye Mavi Vatan’da ayağını kaybediyor” yorumlarına neden oldu. Özellikle Yunan basını hamleyi “bayram havasında” karşıladı ve bu hamlenin ABD’nin desteği ile yapıldığını yazdı. Trump’ın “iş dünyasından diplomatlar” atamaları ve bölgedeki yeni dengeler, Doğu Akdeniz ile Batı Asya’da güç rekabetini yeniden şekillendiriyor.

Kaynak: aydınlık gazetesi

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.