Filistin’in tanınması ve iki devletli çözüm gündeminin bir benzeri bugünlerde yine KKTC’de tartışılıyor. Ersin Tatar da KKTC seçimleri öncesi yaptığı açıklamalarda Gazze örneğini gösteriyor. Geçen gün Habertürk yayınına katılan Tatar, “KKTC Hükûmeti ayrı bir devlet, bağımsız bir devlet olarak ilelebet yaşamalıdır. Anavatan Türkiye’nin KKTC’nin garantörü olmaya devam etmesi lazım. Caydırıcı bir güç olarak Türk askerinin burada kalması şarttır. Aksi takdirde burası Gazze’den beter olur. Burada yaşanmışlıklar var. Karşı tarafta dinamik radikal unsurlar var.” dedi.
Tatar, Hürriyet’e verdiği demeçte de şu vurguları yaptı:
“Türkiye’yi Ada’dan çıkarmak isteyenlere karşı mücadele ediyorum. Türkiye’nin garantörlüğünün tabu olmadığını söyleyen ve 2017’de İsviçre’de Rumlara verilecek topraklar konusunda harita sunan, garantörlüğü de tartışmaya açan Mustafa Akıncı ve partisi, rakibimin arkasında. Türkiye’yi gönderip Rumlarla sirtaki yapmak isteyenler oy için her türlü yalanı söylüyorlar. Federasyon tezine dönmek demek Rumların istediği Kıbrıs’ta sıfır asker sıfır garantinin tartışıldığı, Türk askerinin gönderileceği bir masaya oturmaktır. Gazze ortada, Ukrayna ortada. Felaketimiz olur. Bu coğrafyada tek garantimiz, tek güvencemiz Türkiye. Asla izin vermeyiz, Kıbrıs Türk Halkı da asla prim vermez.”
Tatar, dün Anadolu Ajansı’na verdiği röportajlarda yine tehditlere dikkat çekti. Gazze’de yaşananların, kendilerine, Kıbrıs Adası’nda 1960’lar ve 1970’lerde Kıbrıs Türklerinin yaşadıklarını tekrar hatırlattığını söyleyen Tatar, Türk askerinin Ada’daki varlığının kıymetli ve önemli olduğunun altını çizdi.
Tatar, “Gazze’de yaşanan tüm bu olanlar, vatandaşlarımız tarafından önemsenmeli.” diye konuştu. Seçimi bir varoluş seçimi olarak değerlendirdiğini söyleyen Tatar, bunun iki devletli çözüm ile federasyon modeli arasında bir referandum niteliğinde olduğunu belirtti.
Tatar şu çağrıyı yaptı: “İki devletli çözüm, benim seçimi kazanmam, istikrarın sağlanması, Türkiye’yle uyumlu şekilde ekonomik istikrarın yakalanması, kalkınma için de doğru bir zemin yaratacaktır. Dolayısıyla her bir vatandaşımızın sandığa gidip, yüksek bir katılım oranıyla halk iradesini ortaya koyması için çağrıda bulunuyorum.”
Tatar, iki devletli çözüm siyasetinin KKTC’nin egemen bir devlet olarak yaşatılmasını, anavatan Türkiye ile garantörlük ilişkilerini ve adadaki Türk Silahlı Kuvvetleri varlığının sürdürülebilirliğini kapsadığını belirtti. Federatif modelde ise Türkiye AB’ye üye olmadığı için Kıbrıs Türkleri’yle ilişkilerin yavaş yavaş olumsuz anlamda değişebileceğini ifade etti. Tatar, böylesi bir yolda Türkiye’yi Ada’dan çekilmeye ve garantörlük statüsünü kaldırmaya zorlayabilecek şartların gelişebileceğini ve Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den dışlama çabalarının artacağını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Tatar, “Tüm bu olasılıklar iki devletli çözüm siyasetinin önemini gösteriyor.” dedi.
Önceki günkü açıklamasında da İsrail’in Güney Kıbrıs planlarına dikkat çeken Tatar, çok sayıda İsraillinin GKRY’ye yerleştiğini, İsrail’in Rum Yönetimi’ni silahlandırdığını aktardı. Rumların yaptığı silahlanmanın, Rum Lider Nikos Hristodulidis’in boyunu aştığını belirten Tatar “Hristodulidis büyük işlere bulaşmıştır. Silahlanma ile birlikte işi içinden çıkılmaz durumlara sokmuştur.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar ekledi: “Tel Aviv ve Atina, beni ülkenin başında görmek istemiyor. Çünkü ben onlara karşı Türkiye ile birlikte dik duruş sergiliyorum. Onların oyunlarını bozuyorum. Beni neden istesinler?”
Kaynak: AYDINLIK GAZETESİ