Allah’ın Adlarına Bilhassa “Ali” Adına Dair Birkaç Söz

Allah’ın Adlarına Bilhassa “Ali” Adına Dair Birkaç Söz
Yayınlama: 10.10.2025
6
A+
A-

Ali Rıza Özdemir

İSLAM geleneğinde Allah’ın 99 adı olduğuna dair yaygın bir görüş vardır. Bu bilgi, Hz. Muhammed’e isnat edilen bazı hadislere ve Kur’an’da Allah’ın 99 adının geçtiği kabulüne dayanır.

Bu inanış Alevi-Bektaşi yolunda da vardır. Mesela Alevî geleneğinin anonim yazılı ürünlerinden biri olan Kitab-ı Dâr’da şöyle denmektedir: “Senin doksan dokuz isminin hakkı ve hatırı için…”

Alevî-Bektaşi edebiyatında, Allah’ın adlarının sonsuzluğunu ifade etmek için 1001 adı olduğu da ifade edilmiştir.

Şah İsmail Hatâyî, şöyle demektedir:
“Şer’iniz yolunda biz kılsak hata sen kıl kerem
Bin bir adından senin biri Kerîm olmuş durur”

99 olup da 100’e tamamlanmaması yahut 1000’de bitmeyip de 1001 şeklinde ifade edilmesi Allah’ı layıkla vasfedemeyeceğimizin naif bir ifadesidir.

“Allah” adı, yüce yaratıcının en ulu adıdır ve Alevî geleneğinde İsm-i Azam olarak kabul edilir. Tüm sıfatları kapsayan en ulu isim budur. Şah İsmail Hatâyî, şöyle demektedir: “Allah deyu İsm-i Azam okunur”

Alevîlikte, Allah adının dışında, en fazla kullanılan isim tartışmasız şekilde Hakk adıdır. “Gerçeği gösteren, dile getiren” anlamına gelen Hakk sıfatı, içkin anlamlar taşır.

Mesela Aziz peygamberimiz Hz. Muhammed “Ali hak iledir, hak Ali iledir. Ali ne yöne dönerse hak da o yöne döner” diyerek ontolojik bir gerçeğe dikkat çekmiştir.

“Hakk” adı gibi Allah’ın isimlerinden bir kısmı insan-ı kâmil, eren, veli, gerçek vb dediğimiz kişilerde tecelli eder. Alim, Aziz, Baki, Kadir, Mevla gibi isimleri de yine örnek verebiliriz. Alevi-Bektaşi edebiyatında Allah, bu isimleri ile de anılmıştır.

Mesela Otman Baba Velâyetnâmesi’ni kaleme alan Küçük (Köçek) Abdal, Velâyetnâme’ye yazdığı münacatta Allah’ın birçok sıfatına değinmiştir:

“Ey Hüda-yı Hâlık-ı Rabb-ül-Ûlâ
Rahmetin âbı erişti her kula
*
Sensin Evvel Âhir içre bâ hayat
Bu hayatın diriliğinde hiç memat
*
Hâlik-ul mülk-i ebedsin hem ezel
Kadir-ü-Hayy-ü-İlâh-ı-lemyezel”

Bunlardan biri de “Ali” ismidir. Allah’ın 99 adından biri olan Ali ismini Hz. Ali’ye bizzat Hz. Muhammed vermiştir. Allah’ın ulu, yüce anlamına gelen adı da Hz. Ali’de tecelli etmiş ve tarihin zirve şahsiyetlerinden biri olmuştur.

Alevi-Bektaşi edebiyatında Ali adı bazen Allah’ı bazen de Hz. Ali’yi ifade eder. Hatta bunları aynı eserde hatta dörtlükte veya pasajda görmek bile mümkündür.

Mesela Pir Sultan Abdal’ın aşağıdaki dörtlüğünde geçen Ali adı, Allah’ı ifade eder:
“Gafil kaldır şu gönlünden gümanı
Bu mülkün sahibi Ali değil mi
Yaratmıştır on sekiz bin alemi
Rızklarını veren Ali değil mi”

Aynı şiirde yer alan aşağıdaki dörtlükte ise Ali adıyla kastedilen Hz. Ali’dir:
“Gelin vazgeçelim böyle gümandan
Vallahi çıkarız dinden imandan
Şefaat umarım On İki İmam’dan
Anların atası Ali değil mi”

Alevi-Bektaşi edebiyatındaki bazı ürünleri ise Vahdet-i Vücut ile açıklamak mümkündür ki, bunu da az önce ifade ettiğimiz Allah’ın bazı adlarının insanlarda tecelli etmesi bağlamında ele almak gerekir.

Özetle Alevi-Bektaşi ariflerinin eserlerini onların sahip olduğu ilim ve irfan derecesinde ele alıp yorumlamak gerekir.

Bunun için İslami temel bilgileri iyi bilip terminolojiye hakim olmanın yanında bir takım naif ifadelerin arkasındaki manaya yani batın ilmine de aşina olmak şarttır.

Alevi-Bektaşi edebiyatı ve ariflerin derinlikli eserleri herkesin üzerinde saygısızca ve fütursuzca at oynatacağı sahipsiz bir saha değildir.

Yunus Emre’mizin ifadesiyle “İlla edep, illa edep…”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.